Polen arıların çiçeklerin erkek organlarının uçlarındaki toz halindeki canlı erkek hücrelerini alıp kendilerine özel salgıları ile karıştırarak peteklerde biriktirdikleri çok özel ve çok besleyici bir yiyecektir.Arılar yavrularını bu polenlerle besler ve büyütürler.Polen arının ekmeği ve en değerli besin maddesidir.Her çiçek ve bitkinin poleni ayrı olur renkleride tadlarıda ayrı ayrı olur.Bu yüzdende her çiçeğin kokusu birbirine karıştığından poleninde kendine has bir koku ve tadı olur.Polen satın alırken polenin renginin karışık çeşitli renklerde olmasına dikkat etmek gerekir.
Vitamin yönünden dünyanın en zengin besini olan polen aynı zamanda proteini en yüksek yiyecektir. Vücudu geliştirmeye,kansere,nefes darlığına,karaciğer ve akciğeri beslemeye,vücuda canlılık ve dinçlik vermeye,cildi güzelleştirmeye,kansızlığa,güçsüzlüğe,yorgunluğa,hücre yenilemeye,çocuk gelişimini güçlendirmeye,kemikleri güçlendirmeye,sindirim sistemini düzenlemeye,cinsel gücü artırmaya,sperm kalite ve hızını artırmaya faydalıdır.
Tane olarak sade şekilde yenilebileceği gibi bal yada pekmeze karıştırılarakta yenir.Poleni tahta yada plastik kaşıkla yemek gerekir öğütülecekse metal bıçak kullanmadan ya tahta havanda ezmeli yada taş değirmende öğütmelidir.
Pirinç ülkemizde Doğu Anadolu bölgemiz haricinde her bölgemizde tarlalarda ekimi yapılarak yetiştirilen buğday giller familyasından kökleri bol suyun içinde yetişir.Her başağında çiçek açar ve çeltik ismi verilen meyveler oluşur bu meyvelerin kabuğu koyu gri renkte iç kısmı ise beyaz renktedir.
İshali kesmeye,harici yaralara,karın ağrısını kesmeye,vücuda kuvvet vermeye,cinsel gücü artırmaya,nefes darlığına,cilt lekelerini gidermeye,romatizma,adale ve kas ağrılarına faydalıdır.
Yemeği yapılarak yenir,lapası harici yaralara sürülür,suyu ile cilt yıukanır,yağı cilde sürülerek lekeler için kullanılır.
Pırasa ülkemizin her bölgesinde tarla ve bahçelerde ekimi yapılarak yetiştirilen zambak gillerden bir sebzedir.Silindir biçiminde yaprakları gövdesinin üzerinde sarılı ve uzun dallıdır.Bitkinin alt tarafı beyaz üst tarafı ise açık yeşil renkte olup kökleri püsküllüdür.Sonbaharda olgunlaşır ve kış sebzesi olarak tüketilir.Olgunlaşan tohumları ise yassı ve 3-5 mm. büyüklüğündedir.
Pırasada bol miktarda C vitamini mevcut olup,kansızlığa,yemek borusu ve boğaz iltihabına,böbrek ve idrar yolları hastalıklarına,basura,ergenlik sivilcelerine,damar sertliğine,nefes darlığına,adale ve kas ağrılarına,romatizmaya,hazımsızlığa,cinsel gücü artırmaya ve adet düzensizliğine faydalıdır.
Yemeği pişirilerek yenir,kaynatılıp suyu içilir,çiğ olarak rondodan geçirilerek elde edilen suuyu sivilceli ciltlere kullanılır.Tohumları öğütülerek bal yada pekmeze karıştırılarak yenir.
Halk arasında dikenli sıraca otu olarakta bilinen pıtrak ülkemizin her bölgesinde yol kenarlarında,boş ve açık arazilerde yabani olarak yetişir.50-100 cm arasında boyu olan ptırağın gövdesi sarı renkte dikenlerle kaplıdır.Meyveleri çengel şeklindedir.
Böbrek ve idrar yolları hastalıklarına,böbrek kumuna,uykusuzluğa ve vücuttan zehirli maddeleri atmaya faydalıdır.
Kaynatılıp suyu içilir,meyleleri kurutulup öğütüldükten sonra Türk kahvesi gibi pişirilip içilir.
Çocukluğumuzda başımıza taç yaptığımız çiçek olarak bildiğimiz Peygamber çiçeği halk arasında,mavi kantaron,çakır dikeni,gökbaş ve kutsal çiçek olarakta bilinir.Ülkemizin her bölgesinde tarlalarda,boş arazilerde kendiliğinden yetişen peygamber çiçeğinin iki cinsi olur.Biri mavi renkte diğeri ise sarı renkte ve dikenli olanıdır.Sarı renkte olanın çiçek diplerinde batıcı dikenleri vardır ve yazın çiçek açar.Mavi olanı ise ilk baharda çiçek açar,çiçekleri bitkinin uç kısmında olup boyu yaklaşık 50-70 cm. arasındadır.
Peygamber çiçeği göz yorgunluğuna,göz altı şişliklerine,karın ağrılarına,iştah açmaya,göz iltihabına,zehirli böcek sokmalarına,hazımsızlığa,kramplara,adale ve kas ağrılarına,ateş düşürmeye ve adet sancılarını azaltmaya faydalıdır.
Kaynatılıp suyu içilir,lapası harici olarak kullanılır,suyu ile göz altları silinir,lapasıyla maske yapılır.
Pelin otu halk arasında genel olarak acı pelin,sıtma otu,acımık ve acı ot olarakta bilinir.Ülkemizde Ege,Marmara,İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde ormanlık alanlar,mezarlıklar ve bahçe kenarlarında yabani olarak yetişir.Yaklaşık olarak 50 ile 100 cm. arasında değişir.Yaprakları parçalı,gri renkte ve tüylüdür.Çalı görünümlü olan pelin otu rası renkte çiçek açar,kendine has kokusu ve acı bir tadı vardır.
Bağırsak parazitlerine,şeker hastalığına,sarılışa,egzama ve sedefe,mide ve bağırsak ağrılarına,gribe,yüksek tansiyona,adet söktürmeye ve ateşi düşürmeye faydalıdır.
Kaynatılıp suyu içilir,suyu ile egzama ve sedef için vücut yıkanır.
DAHİLİ KULLANIMDA DOZUNA DİKKAT ETMEK VE UZMANINA DANIŞMAK GEREKİP FAZLA MİKTARDA KULLANIMI SAKINCALIDIR.
Pelesenk ağacı Güney Asya,Uzak Doğu ve Amerikada yetişen 10-15 metre boylarında yaprakları sert,oval,damarlı ve kenarları dişlidir.Ağacın gövdesi çizilerek elde edilen reçinesi pelesenk yağı olarakta bilinir.
Ateşi düşürmeye,kanı sulandırmaya,girp ve nefes darlığına,adale,kas ağrılarına faydalı olup romatizmanın en iyi ilacı olarakta bilinir.
Odunu rendelenip toz halini getirilerek zeytin yağı ile karıştırılıp harici olarak kullanılır,yağı harici olarak ağrılı bölgelere sürülür,leblebi büyüklüğünde yutulur.
Pazı halk arasında silkiye,pezik ve yabani ıspanak olarakta bilinir.Ülkemizin her bölgesinde yabani olarak yetiştiği gibi ekimi yapılarakta yetişitirilir.Damarı ve geniş,etli kalın saplı yaprakları 20-30 cm. civarında koyu yeşil renktedir.Yaz sonunda oluşan yumruları pancara benzer fakat pancardan ufaktır.
A ve C vitamini açısından oldukça zengin bir sebzedir. Harici şişlik,ur ve çıbanlara,saç dökülmelerine,basura,baş ağrısına,dalak ve böbrek ağrılarına,mide ve bağırsaklardaki hazımsızlık sorunlarına,cinsel gücü artırmaya ve solunum yolları hastalıklarına faydalıdır.
Yemeği yapılarak yenir,kaynatılıp suyu içilir,lapası harici çıban ur ve şişliklere sürülür.Suyu ile saçlar yıkanır.
Patlıcan ülkemizin her bölgesinde ekimi yapılarak yetiştirilir.Mor ve siyah renkte olup bir kaç çeşidi vardır.Parlak görünümlü içi çekişrdekli ve kalın saplıdır.Yaprakları uzundur.Yaz sonunda olgunlaşan patlıcan besin değeri yüksek bir sebzedir.
Basura,pankreas tembelliğine,kansızlığa,kalp çarpıntısına,siğillere,kanı temizlemeye,idrar artırmaya,safrayı çoğaltmaya,sindirimi kolaylaştırmaya ve harici yara ve urlara faydalıdır. Pişirilip çeşitli yemekleri yapılır.Sapları yakılıp elde edilen külü sirke ile karıştırılıp siğillere sürülür.Lapası harici yara ve urlara krem gibi sürülür.
Şeker,mide ve karaciğer hastaları patlıcanı fazla tüketmemelidirler.Ayrıca patlıcanın faydalı olanı közde veya kısık ateşte pişirilenidir.
Patates-Solanum Tuberosum Ülkemizin her bölgesinde tarla ve bahçelerde yetiştirilen patatesin anavatanı Amerika kıtasıdır.Yuvarlak yumrulu ve yumruları 3-15 cm arasındadır.Yaz sonunda olgunlaşan bu yumruların dışı kabuklu ve sarı renkte içi ise beyaz renktedir.
Patates kan şekerini düşürmeye,bağırsak parazitlerine,kanamayı durdurmaya,ishali kesmeye,hemoroide,damar sertliğine,yanıklara,karaciğere,mide ve bağırsak yaralarına,hücre yenilemeye,safra kesesi tembelliğine,harici ur ve yaralara,sivilcelere,kanı temizlemeye,kilo almaya,baş ağrısına,göz kızarması ve kanlanmasına,susuzluğu gidermeye ve cinsel gücü artırmaya faydalıdır.Ayrıca katı bir cisim yutulduğunda örneğin madeni para v.b. vücuda zarar vermeden atılmasını sağlar.
Yemeği yapılıp yenir,suyu sıkılıp içilir,lapası harici yara,ur ve yanıklara sürülür.Çiğ patates kesilip göz üstlerine koyularak gözler dinlendirilir.
Sodyum alüminyum silikat(E173): Renklendirici ve nem tutucu olarak
kullanılan katkıdır.Zehirlidir ve katkı maddeleri dahil her türlü
maddeye karşı aşırı duyarlılığa neden olabilir.Dünyanın çoğu ülkesinde
yasaklanmıştır.Alimünyum bazlı nem tutucuların beyin dokularına
yerleşerek öğrenme bozukluğu,zeka geriliği ve felçlere sebep olduğu
tespit edilmiştir.
Titanyum Dioksit: Nano parçacıkları
nem tutucu ve beyazlatıcıdır.Bunlarla birlikte iyotlu tuza potasyum
iyodür katılmaktadır.Potasyum iyodürün iyot stabilizörü Sodyum Tiyo
sülfattır.Potasyum iyodür çok zararlı bir maddedir ve tek başına troid
bezinin dengesizliğine neden olur.
Tuz İmalinde Kullanılan Zehir POTASYUM FERRO SİYANÜR (K4Fe[CN]6)
İşte bu yüzden kesinlikle rafine tuz,iyotlu tuz kullanmayın.Kaya Tuzu
kullanın.Kaya tuzunuda öğütülmüş olarak almayın granür olarak alınki
tuzun gerçekten rafine edilmemiş kaya tuzu olduğundan emin
olabilin.Öğütülmüşünün kaya tuzunda öğütülüp öğütülmediğinden emin
olamayız.Granür halde altığını Kaya Tuzunu kendiniz öğütün yada granür
olarak yemeklerde direkt kullanın.Tuzluk için ufak öğütücülerde yada
havanda döverek öğütebilirsiniz.Bu arada Kaya Tuzunun hasıda ÇANKIRI
KAYA TUZUDUR. http://lokmanhekimimiz.com/1732/Urunlerimiz/Himalaya-Kristal-Tuzu/Cankiri-Kaya-Tuzu-Orjinal-2-Kg.Granul.aspx
Papatya ülkemizin her bölgesinde dağlarda,tarla kenarlarında,çayırlarda,park ve bahçelerde kendiliğinden yabani olarak yetiştiği gibi kültüre edilerekte yetiştirilir.Boyu 15-30 cm.arasında,çok dallı,yaprakları parçalıdır.Baharda cinsine göre sarı ve beyaz renklerde çiçek açar.En iyi cinsi çayır papatyası olup beyaz ve küçük çiçeklidir.
Astım,bronşit ve nefes darlığına,böbrek ve idrar yolları iltihabına,uykusuzluğa,adet sancılarını azaltmaya,mide bağırsak gazları ve sancılarına,kolite,göz iltihabına,idrarı çoğaltmaya,dalak ağrılarına,faranjite,bağırsak parazitlerine,sinirleri yatıştırmaya,romatizma,adele ve kas ağrılarına,saçları güçlendirmeye,harici yaralara ve cildi güzelleştirmeye faydalıdır.Sarı renkte olan alman papatyası dediğimiz cinsi ise sinüsleri boşaltmaya faydalıdır. Kaynatılıp suyu içilir,lapası harici olarak yaralara sürülür.Yağı cilde ve ağrılı bölgelere sürülür.Sarı cinsi yani alman papatyası kaynatılıp buharına durulursa sinüsler boşalır ve geniz akıntısını keser.
LÜTFEN PAPATYALARI LÜZUMSUZ YERE KOPARTMAYALIM.ÖZELLİKLE YAPRAKLARINI KOPARTARAK SEVİYOR-SEVMİYOR GİBİ BİR SAÇMALIĞI YAPMAYINIZ.PAPATYA SİZİ BİRİLERİNİN SEVİP SEVMEDİĞİNİ NEREDEN BİLSİN.SİZ PAPATYAYI SEVERSENİZ ZATEN HERŞEYDE SİZİ SEVER UNUTMAYIN.
Pancar ülkemizin her bölgesinde yetiştirilen yaz aylarında yeşil parçalı ve damarlı ıspanak görünümlü bir bitkidir.Yaz sonunda toprağın altında meyvesi yumru şeklinde olgunlaşır.Bir kaç çeşidi olan pancarın kırmızısı ve şeker elde edilen çeşidi vardır.Kırmızı pancarın yumrusu kırmızı renkte,şeker pancarının yumrusu ise krem rengindedir.Yumruların kökleri saçaklı,püsküllü olup lezzetli bir besindir.
Pancar çok kuvvetli bir besin kaynağı olup,karaciğer hastalıklarına,iştah açmaya,sindirim sistemi bozukluklarına,kansızlığa,vücudu rahatlatmaya,idrar yolları hastalıklarına,sarılığa ve cinsel gücü artırmaya faydalıdır.
Yumrusu pişirilerek yenir,sıkılıp suyu içilir.Yaprakları ve kökleri kaynatılarak suyu içilir.
Ülkemizin Akdeniz ,Ege ve Güney Anadolu bölgelerinde tarlalarda yetiştirilir.Buyu 1 ile 1,5 metre arasında,yaprakları saplı ve 5-6 dilimli ve taç yaprak şeklindedir.Koyu sarı ve kırmızı renkte çiçek açar,çiçekten olgunşalan tohumlar beyaz renk alır ve pamuğa dönüşür. Kabızlığa,sindirim sistemini düzene koymaya,ateşi düşüröeye,hararete,gribe,basura,cilt güzelliğine ve harici yaralara faydalıdır. Kök ve yaprağı kaynatılıp suyu içilir,tohumlarından elde edilen yağı yemeklerde kullanıulır,yağı cilde sürülür,lifleri harici yaralarda lapa yapılarak kullanılır.
Farfara ve Kavalak Otu olarakta bilinen Öksürük otu ülkemizin Marmara,Ege,Akdeniz ve Güney Anadolu bölgelerinde ormanlarda nemli ve rytybetli arazilerde kendiliğinden yabani olarak yetişir.Dik gövdeli ve boyu yaklaşık 15-20 cm. civarındadır.İlkbaharda sarı renkte çiçek açar,sonbaharda olgunlaşan yaprakları krem renginde ve tüylüdür.Acı bir tadı vardır.
Öksürüğe,balgam söktürmeye,anjine,gribe,nefes darlığı ve astıma,kalp ağrısına,damar sertliğine,migrene,idrar yolları hastalıklarına,rahim iltihabına,uykusuzluğa ve vücudu rahatlatmaya faydalıdır.
Yaprakları ve çiçekleri kaynatılarak suyu içilir,kurutulup öğütüldükten sonra bal yada pekmeze karıştırılarak yenir.
