Sarımsak-Bulbus Allii Sativi
Sarımsak ülkemiz genelinde tarla ve bahçelerde yetişitirilir bitkinin boyu yaklaşık 25 ile 100 cm. arasında olup yaprakları tek sap üzerinde gövdeye sarılı bir şekildedir.Gövdesi beyaz yaprakları ise yeşil renktedir.Bahar aylarında beyaz renkte çiçek açar.Tazeyken yaprakları kullanılan sarımsağın asıl kullanılan kısmı olan yumrusu ise yaz sonunda olgunlaşmaktadır.Olgunlaşan bu yumrunun dışı beyaz ince bir zarla kaplıdır.Meyveler ise bu yumruda zarın iç kısmında olup dişli ve krem rengindedir.Meyveler 1-2 cm.büyüklüğünde olup dışı daha sert bir zarla kaplıdır.
Sarımsak doğal ve güçlü bir antibiyotik olup vücuttaki mikropları öldüren en güçlü bitkidir.Her derde deva olarak bilinen sarımsak binlerce yıl öncesinden beri kullanılan harika bir ilaç olup insanın sarımsağı yemesede senede bir defa tarlasından geçmesi gerekir diye atalarımız tarafından da oldukça tavsiye edilen mucize bir bitkidir.
Sarımsak genel olarak,yüksek tansiyona,vücuttaki zararlı bakteri ve mikropları öldürmeye,sindirim sistemini düzene sokmaya,kulak çınlamasına,şeker hastalığına,kıramplara,iştah açmaya,kuvvet vermeye,bağırsak parazitlerini öldürmeye,cinsel gücü artırmaya,kansere,kulak ağrılarına ve uğultularına,kan basıncını düzene koymaya,panik atağa,ateşi düşürmeye,gut hastalığına,harici çıban ve urlara,saç dökülmelerine ve saç çıkartmaya,kaşıntılara,basura,idrar yolları hastalıklarına,kolesterole,zehirli böcek sokmalarına,zehirlenmelere,adale ve kas ağrılarına,iltihaplı romatizmaya,kanı temizlemeye,akciğer hastalıklarına ve sayamayacağımız daha bir çok hastalığa faydalıdır.
Sarımsak pişirilerek yenir,çeşni olarak yemeklerde kullanılır,kaynatılıp suyu içilir,harici olarak ağrılı bölgelere,çıban ve urlara sürülür.Suyu ve yağı saçlara sürülür,özsuyundan bir iki damla kulağa damlatılır.
Fazla tüketimi tansiyonu düşürebileceği için düşük tansiyon hastalarının dikkatli kullanması gerekir.
Literatürdeki Tüm Şifalı Bitkilerin özellikleri ve kullanımları hakkında herşeyi burada bulabilirsiniz.
29 Nisan 2014 Salı
20 Nisan 2014 Pazar
Sarı Halile Nedir Faydaları Nelerdir
Sarı Halile-Terminalia Citrina
Sarı Halile Özellikle Hindistan ve Güney Asya ülkelerinde tropikal iklimlerde yetişir.Meyveleri muskat cevizi büyüklüğünde fındıktan biraz daha iricedir.Meyveler sert,damarlı,çizgili ve sivri uçlu olup açık kahve rengindedir.
Karaciğer ve dalak hastalıklarına,sarılığa,müzminleşmiş şiddetli ishali kesmeye,unutkanlığa,diş eti çekilmelerini durdurmaya,safra kesesi tembelliğine,cinsel gücü artırmaya,kalp çarpıntısına,zihin yorgunluğuna,harici yara ve urlara faydalıdır.
Öğütülüp bal yada pekmeze karıştırılarak yenir,öğütülüp diş etlerine sürülür.İshal için öğütülüp öğütülmüş çiğ kuru fasulyeye karıştırılarak yutulur.
Sarı Halile Özellikle Hindistan ve Güney Asya ülkelerinde tropikal iklimlerde yetişir.Meyveleri muskat cevizi büyüklüğünde fındıktan biraz daha iricedir.Meyveler sert,damarlı,çizgili ve sivri uçlu olup açık kahve rengindedir.
Karaciğer ve dalak hastalıklarına,sarılığa,müzminleşmiş şiddetli ishali kesmeye,unutkanlığa,diş eti çekilmelerini durdurmaya,safra kesesi tembelliğine,cinsel gücü artırmaya,kalp çarpıntısına,zihin yorgunluğuna,harici yara ve urlara faydalıdır.
Öğütülüp bal yada pekmeze karıştırılarak yenir,öğütülüp diş etlerine sürülür.İshal için öğütülüp öğütülmüş çiğ kuru fasulyeye karıştırılarak yutulur.
19 Nisan 2014 Cumartesi
Saparna Kökü Nedir Faydaları Nelerdir
Saparna Kökü-Radix Sarsaparillae
Melevcan ve Diken Otu olarakta bilinen Saparna Ege,Akdeniz ve Güney Anadolu bölgelerimizde sulu ve bataklık arazilerde kendiliğinden yabani olarak yetişir.Esasen anavatanı Güney Amerika ülkeleridir.Yaz kış yapraklarını dökmez ve sürekli olarak yeşil görünür.Kökleri ayrık köküne benzesede daha dolgun ve sert olup kıvrımlı ve saçaklıdır.Saparna bitkisinin dış görünümü sarmaşıpğa benzer yaprakları üçgen şeklinde,sivri uçlu mızrak görünümünde ve yeşil renktedir.Baharda beyaz renkte açan çiçekleri yazın meyveye dönüşür ve sonbaharda olgunlaşır.Meyveleri salkım halindedir.
Saparna kanser hastalığına,frengiye,soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara,cinsel gücü artırmaya,hücre yenilemeye,vücuda dinçlik ve kuvvet vermeye,kanı temizlemeye,böbrek ve idrar yolları hastalıklarına,rahim akıntı ve iltihabına,karaciğer hastalıklarına ve balgam söktürmeye faydalıdır.
Meyveleri taze iken yenir.Kökleri kurutulup öğütüldükten sonra bal yada pekmezle yenir.Kökleri kaynatılıp suyu içilir.Saparnanın daha çok kökleri kullanılır.Kökler temizce yıkandıktan sonra kullanılmalıdır.
Melevcan ve Diken Otu olarakta bilinen Saparna Ege,Akdeniz ve Güney Anadolu bölgelerimizde sulu ve bataklık arazilerde kendiliğinden yabani olarak yetişir.Esasen anavatanı Güney Amerika ülkeleridir.Yaz kış yapraklarını dökmez ve sürekli olarak yeşil görünür.Kökleri ayrık köküne benzesede daha dolgun ve sert olup kıvrımlı ve saçaklıdır.Saparna bitkisinin dış görünümü sarmaşıpğa benzer yaprakları üçgen şeklinde,sivri uçlu mızrak görünümünde ve yeşil renktedir.Baharda beyaz renkte açan çiçekleri yazın meyveye dönüşür ve sonbaharda olgunlaşır.Meyveleri salkım halindedir.
Saparna kanser hastalığına,frengiye,soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara,cinsel gücü artırmaya,hücre yenilemeye,vücuda dinçlik ve kuvvet vermeye,kanı temizlemeye,böbrek ve idrar yolları hastalıklarına,rahim akıntı ve iltihabına,karaciğer hastalıklarına ve balgam söktürmeye faydalıdır.
Meyveleri taze iken yenir.Kökleri kurutulup öğütüldükten sonra bal yada pekmezle yenir.Kökleri kaynatılıp suyu içilir.Saparnanın daha çok kökleri kullanılır.Kökler temizce yıkandıktan sonra kullanılmalıdır.
18 Nisan 2014 Cuma
Sandalos Ağacı Ve Faydaları
Sandalos Ağacı-Thuya Articulata
Afrika kıtasında yoğunlukla Cezayir,Fas ve Tunusta yetişen bu ağacın boyu yaklaşık 5-6 metre civarında olup iğne yapraklı çam cinsi bir ağaçtır.Sandalos ağacının gövdesi çizilerek elde edilen reçinesinde Sandalos Sakızı denir.Sandalos sakızı açık sarı krem renginde kolay kırılabilen bir reçin edir.Şeffaf görünümlü olan bu reçinenin kendine has bir kokusu ve hafif acı bir tadı vardır.
Zayıflamaya,ishali kesmeye,harici yaralara,nefes darlığına,romatizma ve siyatiğe,kramplara,kulunç ağrılarına,balgam söktürmeye,vücuda kuvvet vermeye,bağırsak yaralarına ve iltihabına faydalıdır.
Yakısı harici olarak sarılıp kullanılır.Öğütülerek yoğur,bal yada pekmezle yenir.Tane olarak hap gibi yutulur,tütsüsü yapılarak kullanılır.
Afrika kıtasında yoğunlukla Cezayir,Fas ve Tunusta yetişen bu ağacın boyu yaklaşık 5-6 metre civarında olup iğne yapraklı çam cinsi bir ağaçtır.Sandalos ağacının gövdesi çizilerek elde edilen reçinesinde Sandalos Sakızı denir.Sandalos sakızı açık sarı krem renginde kolay kırılabilen bir reçin edir.Şeffaf görünümlü olan bu reçinenin kendine has bir kokusu ve hafif acı bir tadı vardır.
Zayıflamaya,ishali kesmeye,harici yaralara,nefes darlığına,romatizma ve siyatiğe,kramplara,kulunç ağrılarına,balgam söktürmeye,vücuda kuvvet vermeye,bağırsak yaralarına ve iltihabına faydalıdır.
Yakısı harici olarak sarılıp kullanılır.Öğütülerek yoğur,bal yada pekmezle yenir.Tane olarak hap gibi yutulur,tütsüsü yapılarak kullanılır.
15 Nisan 2014 Salı
Sandal Ağacı Nedir Faydaları Nelerdir
Sandal Ağacı-Arbutus Andrachne
Davulga ve Kalanga isimleriylede bilinen Sandal Ağacı ülkemizde Ege,Akdeniz ve Güney Anadolu bölgelerimizde kışın yapraklarını dökmeyen kırmızı gövdeli boyu yaklaşık 5-10 metre civarında yapraklarının üzt kısmı kyu yeşil alt tarafı ise mat yeşil renkte olan bir ağaçtır.Çiçekleri bahar aylarında beyaz ve üzüm salkımı şeklinde olup meyveleri gri renkten olgunlaştıkça sonbaharda turuncu renge dönüşür.
Sandal ağacı genel olarak egzamaya,sedefe,damar sertliğine,böbrek kumuna,idrar yolları iltihabına,kaşıntıya,baş ağrısına,ishali kesmeye,harareti dindirmeye ve susuzluğa,karaciğer hastalıklarına,sinirleri yatıştırmaya,rahim akıntı ve iltihabına ve böbrek yetmezliğine faydalıdır.
Yaprakları kaynatılarak suyu içilir,meyveleri kurutulup öğütüldükten sonra bala karıştırılarak yenir,meyveleri taze olarak yenir,suyu ile cilt yıkanır,yağı ile egzamalı kaşıntılı bölgelere friksiyon yapılır.
Davulga ve Kalanga isimleriylede bilinen Sandal Ağacı ülkemizde Ege,Akdeniz ve Güney Anadolu bölgelerimizde kışın yapraklarını dökmeyen kırmızı gövdeli boyu yaklaşık 5-10 metre civarında yapraklarının üzt kısmı kyu yeşil alt tarafı ise mat yeşil renkte olan bir ağaçtır.Çiçekleri bahar aylarında beyaz ve üzüm salkımı şeklinde olup meyveleri gri renkten olgunlaştıkça sonbaharda turuncu renge dönüşür.
Sandal ağacı genel olarak egzamaya,sedefe,damar sertliğine,böbrek kumuna,idrar yolları iltihabına,kaşıntıya,baş ağrısına,ishali kesmeye,harareti dindirmeye ve susuzluğa,karaciğer hastalıklarına,sinirleri yatıştırmaya,rahim akıntı ve iltihabına ve böbrek yetmezliğine faydalıdır.
Yaprakları kaynatılarak suyu içilir,meyveleri kurutulup öğütüldükten sonra bala karıştırılarak yenir,meyveleri taze olarak yenir,suyu ile cilt yıkanır,yağı ile egzamalı kaşıntılı bölgelere friksiyon yapılır.
13 Nisan 2014 Pazar
Salep Nedir Faydaları Nelerdir
Salep-Tuber Salep
Salep ülkemizde özellikle Güney Anadolu ve Batı Kardeniz bölgelerinde yüksek tepe,dağ etekleri,orman içleri ve yaylalarda yabani olarak kendiliğinden yetişir.Boyu yaklaşık 20-30 cm.arasında açık mor ve mavi renklerde çiçek açan görünüm olarak orkideye benzeyen bir bitkidir.Yumru şeklindeki soğanı yuvarlak hafif köşeli olup beyaz ve gri renktedir.Salebin kalitesi cinsine göre değişmektedir.En kaliteli olanı beyaz renkte olanı olup Burdur,Bolu,Kastamonu ve Kütahya bölgesinde yetişenler oldukça kaliteli ve tutulan cinsidir. Yumrular toplandıktan sonra iyice yıkanıp bir ipe dizilerek kurutulur ve çok ince bir şekilde öğütülerek kullanıma hazırlanır.
Salebin başlıca faydaları ise şunlardır;cinsel gücü artırır,öksürüğe,broşları yumuşatmaya,balgam söktürmeye,akciğere,vücuda kuvvet vermeye,anne sütünü artırmayakilo almaya,adale ve kas ağrılarına,felce,mide ve bağırsak parazitlerine,mide ağrılarına ve ishali kesmeye faydalıdır.
Çok ince bir şekilde öğütülerek sütte kısık ateşte 15-20 dakika karıştıra karıştıra pişirilerek hazırlanır ve içilir.Öğütülüp bala karıştırılarak yenir.Gerçek saf dondurmada salepten yapılanıdır salepten yapılan bu dondurma bademciklere zarar vermez ve vücuda da fayda sağlar.Bu bakımdandırki salepten yapılan doğal dondurmalar tercih edilmelidir,diğer hazır ve kimyasal katkılı olan dondurmalar faydadan çok zarar verir bunuda unutmayınız.
ORJİNAL SAF SALEP ALMAK İÇİN
Salep ülkemizde özellikle Güney Anadolu ve Batı Kardeniz bölgelerinde yüksek tepe,dağ etekleri,orman içleri ve yaylalarda yabani olarak kendiliğinden yetişir.Boyu yaklaşık 20-30 cm.arasında açık mor ve mavi renklerde çiçek açan görünüm olarak orkideye benzeyen bir bitkidir.Yumru şeklindeki soğanı yuvarlak hafif köşeli olup beyaz ve gri renktedir.Salebin kalitesi cinsine göre değişmektedir.En kaliteli olanı beyaz renkte olanı olup Burdur,Bolu,Kastamonu ve Kütahya bölgesinde yetişenler oldukça kaliteli ve tutulan cinsidir. Yumrular toplandıktan sonra iyice yıkanıp bir ipe dizilerek kurutulur ve çok ince bir şekilde öğütülerek kullanıma hazırlanır.
Salebin başlıca faydaları ise şunlardır;cinsel gücü artırır,öksürüğe,broşları yumuşatmaya,balgam söktürmeye,akciğere,vücuda kuvvet vermeye,anne sütünü artırmayakilo almaya,adale ve kas ağrılarına,felce,mide ve bağırsak parazitlerine,mide ağrılarına ve ishali kesmeye faydalıdır.
Çok ince bir şekilde öğütülerek sütte kısık ateşte 15-20 dakika karıştıra karıştıra pişirilerek hazırlanır ve içilir.Öğütülüp bala karıştırılarak yenir.Gerçek saf dondurmada salepten yapılanıdır salepten yapılan bu dondurma bademciklere zarar vermez ve vücuda da fayda sağlar.Bu bakımdandırki salepten yapılan doğal dondurmalar tercih edilmelidir,diğer hazır ve kimyasal katkılı olan dondurmalar faydadan çok zarar verir bunuda unutmayınız.
ORJİNAL SAF SALEP ALMAK İÇİN
12 Nisan 2014 Cumartesi
Safran Ve Safranın Faydaları
Safran-Crocus Stigmata Croci
Safran halk arasında Zaferan ve Miski Zaferan gibi bazı isimlerlede bilinir.Ülkemizde özellikle Safranbolu'da,Batı Kardeniz ve Güney Doğu Bölgelerimizde yabani olarak kendiliğinden yetişir.Bazı yerlerde azda olsa kültüre edilerekte yetişitirlmekte olup ülkemize son zamanlarda özellikle İran ve İspanyadan da getirilmektedir.Özellikle meşelik ve çam ormanlarında,yüksek rakımlı ve temiz ve bol oksijenli yerlerde görülen Safran soğanlı bir çiçek olup soğanından üretilmektedir.Yaprakları top halinde üç adedi bitişik turuncu yada kırmızı renktedir.Çiğdem çiçeğine benzeyen safranın bir kaç çeşidi bulunmaktadır.Kendine haz özel bir kokusu ve tadı vardır.Bazı arkadaşlar Safran ile aspir çiçeğini karıştırabiliyorlar ikisi tamamen ayrı bitkiler olup özellikleri ve şifalarıda tamamen farklıdır.
Çiçekleri boya ve mürekkep olarak özel yazıların yazımında kullanıldığı gibi,cilt güzelliğine,saç bakımına,kaşıntıya,sivilceye,cinsel gücü artırmaya,sindirim sistemini düzenlemeye,sinirleri yatıştırmaya,kişiyi neşelendirmeye,diş etlerini güçlendirmeye,diş eti kanamalarını önlemeye,ağız yaralarına,zekayı artırmaya,kalp ve damar hastalıklarına,dalağı güçlendirmeye ve sperm kalitesini artırmaya faydalıdır.
Kaynatılıp suyu içilir,öğütülüp bal yada pekmeze karıştırılıp yenir.Şerbeti yapılır,soğanı krem gibi cilde sürülür.
ORJİNAL SAF SAFRAN İÇİN TIKLAYINIZ
Safran halk arasında Zaferan ve Miski Zaferan gibi bazı isimlerlede bilinir.Ülkemizde özellikle Safranbolu'da,Batı Kardeniz ve Güney Doğu Bölgelerimizde yabani olarak kendiliğinden yetişir.Bazı yerlerde azda olsa kültüre edilerekte yetişitirlmekte olup ülkemize son zamanlarda özellikle İran ve İspanyadan da getirilmektedir.Özellikle meşelik ve çam ormanlarında,yüksek rakımlı ve temiz ve bol oksijenli yerlerde görülen Safran soğanlı bir çiçek olup soğanından üretilmektedir.Yaprakları top halinde üç adedi bitişik turuncu yada kırmızı renktedir.Çiğdem çiçeğine benzeyen safranın bir kaç çeşidi bulunmaktadır.Kendine haz özel bir kokusu ve tadı vardır.Bazı arkadaşlar Safran ile aspir çiçeğini karıştırabiliyorlar ikisi tamamen ayrı bitkiler olup özellikleri ve şifalarıda tamamen farklıdır.
Çiçekleri boya ve mürekkep olarak özel yazıların yazımında kullanıldığı gibi,cilt güzelliğine,saç bakımına,kaşıntıya,sivilceye,cinsel gücü artırmaya,sindirim sistemini düzenlemeye,sinirleri yatıştırmaya,kişiyi neşelendirmeye,diş etlerini güçlendirmeye,diş eti kanamalarını önlemeye,ağız yaralarına,zekayı artırmaya,kalp ve damar hastalıklarına,dalağı güçlendirmeye ve sperm kalitesini artırmaya faydalıdır.
Kaynatılıp suyu içilir,öğütülüp bal yada pekmeze karıştırılıp yenir.Şerbeti yapılır,soğanı krem gibi cilde sürülür.
ORJİNAL SAF SAFRAN İÇİN TIKLAYINIZ
11 Nisan 2014 Cuma
Sabun Otu Nedir Faydaları Nelerdir
Sabun Otu-Radix Sapaornariae Rubrae
Halk arasında Köpürgen, ve Tahdik otu olarakta bilinen Sabun otu Karadeniz ve Marmara bölgelerimizde orman içlerinde nemli ve rutubetli topraklarda yetişir.Boyu 20 ile 40 cm.arasında gövdesi dik ve silindir şeklindedir.Yaprakları şerit halindedir.Kökleri yaz aylarında çıkartılır ve yıkandıktan sonra kurutulur.Çiçekleri kırmızı ve beyaz renklerde toplu ve taç şeklindedir.
Ergenlik sivilcelerine,kanı temizlemeye,gribal hastalıklara,soğuk algınlıklarına,romatizma,adale ve kas ağrılarına,karaciğer yetersizliğine,saçları kuvvetlendirmeye,egzamaya,sedefe,kurdeşene,safra söktürmeye ve cinsel güce artırmaya faydalıdır.
Kökü ,yaprakları ve çiçekleri kaynatılıp içilir.Harici lapası kullanılır.Öğütülüp bala pekmeze karıştırılıp yenir.
Halk arasında Köpürgen, ve Tahdik otu olarakta bilinen Sabun otu Karadeniz ve Marmara bölgelerimizde orman içlerinde nemli ve rutubetli topraklarda yetişir.Boyu 20 ile 40 cm.arasında gövdesi dik ve silindir şeklindedir.Yaprakları şerit halindedir.Kökleri yaz aylarında çıkartılır ve yıkandıktan sonra kurutulur.Çiçekleri kırmızı ve beyaz renklerde toplu ve taç şeklindedir.
Ergenlik sivilcelerine,kanı temizlemeye,gribal hastalıklara,soğuk algınlıklarına,romatizma,adale ve kas ağrılarına,karaciğer yetersizliğine,saçları kuvvetlendirmeye,egzamaya,sedefe,kurdeşene,safra söktürmeye ve cinsel güce artırmaya faydalıdır.
Kökü ,yaprakları ve çiçekleri kaynatılıp içilir.Harici lapası kullanılır.Öğütülüp bala pekmeze karıştırılıp yenir.
10 Nisan 2014 Perşembe
Roka Ve Rokanın Faydaları
Roka-Eruca Sativa
Roka halk arasında Izgın,Circir ve Kekeş adıylada bilinen ve ülkemizin her bölgesinde bahçelerde ekimi yapılarak yetiştirilen turpgillerden bir sebzedir.Yaklaşık boyu 20-30 cm.arasında koyu yeşil renkte,parçalı,hafif tüylü ve dişli yaprakları vardır.Yazın krem rengine çalan açık sarı renkte açan çiçekleri yaz sonunda toplu iğne başı büyüklüğünde yuvarlak kahverengi ve siyah renkte tohuma dönüşür.Kendine has bir kokusu ve tadı vardır.
Roka C vitamini bakımından haylice zengindir ve uyarıcı etkiye sahiptir.Vücuda kuvvet vermeye,cinsel gücü ve isteği artırmaya,sperm kalitesini ve sayısını artırmaya,astım,bronşit ve nefes darlığına,sarılığa,adale ve kas ağrılarına,romatizmaya,dalağı beslemeye,karaciğer hastalıklarına,mide bağırsak şişkinliği ve gazlarına,böbrek ve idrar yolları hastalıklarına,vücutta opluşan ter kokusunu önlemeye,anne sütünü çoğaltmaya ve iştah açmaya faydalıdır.Balığın yanında yenme sebeplerinden biride fazla fosforu asborte etme özelliğindendir.
Yaprakları salata olarak yenir,kaynatılıp suyu içilir,tohumları bal yada pekmeze karıştırılıp yenir.
Roka halk arasında Izgın,Circir ve Kekeş adıylada bilinen ve ülkemizin her bölgesinde bahçelerde ekimi yapılarak yetiştirilen turpgillerden bir sebzedir.Yaklaşık boyu 20-30 cm.arasında koyu yeşil renkte,parçalı,hafif tüylü ve dişli yaprakları vardır.Yazın krem rengine çalan açık sarı renkte açan çiçekleri yaz sonunda toplu iğne başı büyüklüğünde yuvarlak kahverengi ve siyah renkte tohuma dönüşür.Kendine has bir kokusu ve tadı vardır.
Roka C vitamini bakımından haylice zengindir ve uyarıcı etkiye sahiptir.Vücuda kuvvet vermeye,cinsel gücü ve isteği artırmaya,sperm kalitesini ve sayısını artırmaya,astım,bronşit ve nefes darlığına,sarılığa,adale ve kas ağrılarına,romatizmaya,dalağı beslemeye,karaciğer hastalıklarına,mide bağırsak şişkinliği ve gazlarına,böbrek ve idrar yolları hastalıklarına,vücutta opluşan ter kokusunu önlemeye,anne sütünü çoğaltmaya ve iştah açmaya faydalıdır.Balığın yanında yenme sebeplerinden biride fazla fosforu asborte etme özelliğindendir.
Yaprakları salata olarak yenir,kaynatılıp suyu içilir,tohumları bal yada pekmeze karıştırılıp yenir.
8 Nisan 2014 Salı
Rezene Ve Rezenenin Faydaları
Rezene-Foeniculum Vulgare
Rezene bazı yörelerimizde Ezerte,Mayana,Sincilip,Arap Saçı,İrziyan ve Raziyane isimleriylede bilinir.Boş tarla ve arazilerde yabani olarak yetiştiği gibi özellikle Ege ve İç Anadolu bölgelerimizde de tarla ve bahçelerde ekimi yapılarak yetiştirilir.Bitki olarak çalı görünümlü dere otunu andıran bir görünüme sahip olan rezenenin boyu 1 metre civarında olup bahar aylarında sarı renkte çiçek açar.Salkım şeklinde olan bu çiçekler daha sonra tohuma dmnüşür tohumlar arpaya benzer arpadan daha ufak ve zayıf görünümlü olup yeşile çalan bir renktedir.Kokusu anasonu andırsada tad olarak anasondan tatlıdır.
Rezenenin biline hiçbir yan etkisi yoktur.Yeni doğan bebeklere dahi verilebilmektedir.Mide ve bağırsak şişkinlikleri ve gazına,anne sütünü artırmaya,harici çıban ve yaralara,nefes darlığına,gözü güçlendirmeye,şeker hastalığına,böbrek ve idrar yolları hastalıklarına,uykusuzluğa,sinbirleri yatıştırmaya,kandaki üreyi çoğaltmaya,dalak tembelliğine,göz iltihabına,iştah açmaya,hücre yenilemeye ve kalp çarpıntısına faydalıdır.Taze yaprakları trombositi en güzel yükselten bitkidir.Trmbositi düşük olanlar taze yaprakları salatalarda yada sade olarak yediğinde yada kaynatıp suyunu içtiklerinde kan değerlerinin düzene girdiğini çok kısa bir sürede gözlemleyebilirler.
Rezene tohumları kaynatılıp suyu içilir,öğütülüp bal yada pekmezle yenir,lapası harici yara,çıban ve urlara sürlür.Kaynatılan suyu ile göze kompres yapılarak göz iltihabı için kullanılır.
Rezene bazı yörelerimizde Ezerte,Mayana,Sincilip,Arap Saçı,İrziyan ve Raziyane isimleriylede bilinir.Boş tarla ve arazilerde yabani olarak yetiştiği gibi özellikle Ege ve İç Anadolu bölgelerimizde de tarla ve bahçelerde ekimi yapılarak yetiştirilir.Bitki olarak çalı görünümlü dere otunu andıran bir görünüme sahip olan rezenenin boyu 1 metre civarında olup bahar aylarında sarı renkte çiçek açar.Salkım şeklinde olan bu çiçekler daha sonra tohuma dmnüşür tohumlar arpaya benzer arpadan daha ufak ve zayıf görünümlü olup yeşile çalan bir renktedir.Kokusu anasonu andırsada tad olarak anasondan tatlıdır.
Rezenenin biline hiçbir yan etkisi yoktur.Yeni doğan bebeklere dahi verilebilmektedir.Mide ve bağırsak şişkinlikleri ve gazına,anne sütünü artırmaya,harici çıban ve yaralara,nefes darlığına,gözü güçlendirmeye,şeker hastalığına,böbrek ve idrar yolları hastalıklarına,uykusuzluğa,sinbirleri yatıştırmaya,kandaki üreyi çoğaltmaya,dalak tembelliğine,göz iltihabına,iştah açmaya,hücre yenilemeye ve kalp çarpıntısına faydalıdır.Taze yaprakları trombositi en güzel yükselten bitkidir.Trmbositi düşük olanlar taze yaprakları salatalarda yada sade olarak yediğinde yada kaynatıp suyunu içtiklerinde kan değerlerinin düzene girdiğini çok kısa bir sürede gözlemleyebilirler.
Rezene tohumları kaynatılıp suyu içilir,öğütülüp bal yada pekmezle yenir,lapası harici yara,çıban ve urlara sürlür.Kaynatılan suyu ile göze kompres yapılarak göz iltihabı için kullanılır.
7 Nisan 2014 Pazartesi
Reyhan (Fesleğen) Ve Faydaları
Reyhan-Herba Basilici
Halk arasında Fesleğen olarakta bilinen Reyhan ballıbaba familyasından olup Ülkemizde Akdeniz,Ege ve Güney Anadolu bölgelerimizde kendiliğinden yabani olarak yetiştiği gibi kültüre edilerek tarla ve bahçelerde de yetiştirilmektedir.Sulak arazileri seven reyhan mor ve yeşil renkte olur,genelde mor olanına reyhan yeşil olanına ise fesleğen denir.Kendine has hoş bir kokusu ve tadı vardır.
Karın ağrısına,damar açmaya,kalbi güçlendirmeye,uykusuzluğa,snirleri yatıştırmaya,ağız kokusuna,balgam söktürmeye,idrar yolları iltihalparına,harici yaralara,mide bağırsak şişkinlikleri ve sindirim sistemini düzene koymaya faydalıdır.
Fesleğenin olduğu yere sivri sinek ve haşerat yaklaşmaz en doğal sivri sinek kovucudur.Pencerenizin önünde bir saksıda fesleğen yetiştirmenizde fayda vardır :)
Taze olarak salatalarda yenir,kaynatılıp suyu içilir,lapası harici yaralara krem gibi sürülür.
Halk arasında Fesleğen olarakta bilinen Reyhan ballıbaba familyasından olup Ülkemizde Akdeniz,Ege ve Güney Anadolu bölgelerimizde kendiliğinden yabani olarak yetiştiği gibi kültüre edilerek tarla ve bahçelerde de yetiştirilmektedir.Sulak arazileri seven reyhan mor ve yeşil renkte olur,genelde mor olanına reyhan yeşil olanına ise fesleğen denir.Kendine has hoş bir kokusu ve tadı vardır.
Karın ağrısına,damar açmaya,kalbi güçlendirmeye,uykusuzluğa,snirleri yatıştırmaya,ağız kokusuna,balgam söktürmeye,idrar yolları iltihalparına,harici yaralara,mide bağırsak şişkinlikleri ve sindirim sistemini düzene koymaya faydalıdır.
Fesleğenin olduğu yere sivri sinek ve haşerat yaklaşmaz en doğal sivri sinek kovucudur.Pencerenizin önünde bir saksıda fesleğen yetiştirmenizde fayda vardır :)
Taze olarak salatalarda yenir,kaynatılıp suyu içilir,lapası harici yaralara krem gibi sürülür.
5 Nisan 2014 Cumartesi
Ravent Nedir Faydaları Nelerdir
Ravent Kökü-Rihizoma Rhei Sinensis
Halk arasında Işkın,üç gün ve Ravendi Çini olarakta bilinen Ravent ülkemizde yetişmez.Genellikle Çin,Orta Asya ülkelerinin bazılarında ve Tibette yetişir.Boyu 1-2 metre civarında büyük yapraklı gövdesi yassı ve huni şeklindedir.Baharda beyaz renkte çiçek açar.Gövdesi pembe,sarı ve kırmızı renklerde olup oldukça sert ve içi damarlıdır.Kendine has bir kokusu ve acı bir tadı vardır.
Ravent kökü özellikle siroz,verem,bağırsak tembelliği,sindirim sistemini düzene koymaya,egzamaya,sedefe,karaciğer hastalıklarına,iştah açmaya,basura,adale ve kas ağrılarına,romatizmaya,mide bağırsak şişkinliklerine faydalıdır.Aynı zamanda müshil olarakta kullanılan ravent kökü öğütülüp bala karıştırılarak yenir.Kaynatılıp suyu içilir.Fazlası ishal yapar aynı zamanda idrarın rengini sarartır endişeye kapılmamak gerekir.
Ravent Kökü Temin Etmek İçin Tıklayınız
Halk arasında Işkın,üç gün ve Ravendi Çini olarakta bilinen Ravent ülkemizde yetişmez.Genellikle Çin,Orta Asya ülkelerinin bazılarında ve Tibette yetişir.Boyu 1-2 metre civarında büyük yapraklı gövdesi yassı ve huni şeklindedir.Baharda beyaz renkte çiçek açar.Gövdesi pembe,sarı ve kırmızı renklerde olup oldukça sert ve içi damarlıdır.Kendine has bir kokusu ve acı bir tadı vardır.
Ravent kökü özellikle siroz,verem,bağırsak tembelliği,sindirim sistemini düzene koymaya,egzamaya,sedefe,karaciğer hastalıklarına,iştah açmaya,basura,adale ve kas ağrılarına,romatizmaya,mide bağırsak şişkinliklerine faydalıdır.Aynı zamanda müshil olarakta kullanılan ravent kökü öğütülüp bala karıştırılarak yenir.Kaynatılıp suyu içilir.Fazlası ishal yapar aynı zamanda idrarın rengini sarartır endişeye kapılmamak gerekir.
Ravent Kökü Temin Etmek İçin Tıklayınız
4 Nisan 2014 Cuma
Portakal Ve Portakalın Faydaları
Portakal-Cytrus Aurantium Risso
Portakal ülkemizde Ege,Akdeniz ve Güney Anadolu bölgelerimizde bahçelerde yetiştirilir,ağaç boyu yaklaşık olarak 2-6 metre arasında olup kışın yapraklarını dökmeyen bir ağaçtır.Yaprakları sert ve koyu yeşil renkte oval biçimli ve uçları sivridir.Bahar aylarında beyaz ve çok hoş kokulu çiçek açar.Meyveleri sonbaharda olgunlaşır,önceleri yeşil olan bu meyveler olgunlaştıkça turuncu rengi alır.Meyveler yuvarlak içi sulu ve lifli olup bir kaç çeşidi vardır.
Portakal meyvesi C vitamini bakımından oldukça zengindir.
Soğuk algınlıklarına,ateşi düşürmeye,ferahlık vermeye,adale,kas ve romatizmal ağrılara,sivilcelere,kanı sulandırmaya,damar sertliğine,zehirli böcek sokmalarına,hazmı kolaylaştırmaya,safrayı artırmaya,diş ve diş eti kanamalarına,ishali kesmeye,felce,akciğer ve karaciğeri beslemeye faydalıdır.
Meyvesi taze taze yenir,sıkılıp suyu içilir.Yaprakları kaynatılıp suyu içilir,suyu ile cilt yıkanır lapası harici ağrılara sarılır.
Portakal ülkemizde Ege,Akdeniz ve Güney Anadolu bölgelerimizde bahçelerde yetiştirilir,ağaç boyu yaklaşık olarak 2-6 metre arasında olup kışın yapraklarını dökmeyen bir ağaçtır.Yaprakları sert ve koyu yeşil renkte oval biçimli ve uçları sivridir.Bahar aylarında beyaz ve çok hoş kokulu çiçek açar.Meyveleri sonbaharda olgunlaşır,önceleri yeşil olan bu meyveler olgunlaştıkça turuncu rengi alır.Meyveler yuvarlak içi sulu ve lifli olup bir kaç çeşidi vardır.
Portakal meyvesi C vitamini bakımından oldukça zengindir.
Soğuk algınlıklarına,ateşi düşürmeye,ferahlık vermeye,adale,kas ve romatizmal ağrılara,sivilcelere,kanı sulandırmaya,damar sertliğine,zehirli böcek sokmalarına,hazmı kolaylaştırmaya,safrayı artırmaya,diş ve diş eti kanamalarına,ishali kesmeye,felce,akciğer ve karaciğeri beslemeye faydalıdır.
Meyvesi taze taze yenir,sıkılıp suyu içilir.Yaprakları kaynatılıp suyu içilir,suyu ile cilt yıkanır lapası harici ağrılara sarılır.
3 Nisan 2014 Perşembe
Propolis Nedir Faydaları Nelerdir
Propolis en genel tanımı ile aslında doğadaki en güçlü koruyucu,
kapatıcı, temizleyici ve en güçlü antibiyotik maddedir. Direk olarak
mutlaka 2 yaşından büyük herkesin alması gerekmektedir. Sadece hasta
olduğumuzda değil hastalanmadan önce de bu mucizevi ürünü besin
öğelerimizden biri yapmalıyız. Propolis kullanmak bizi daha dinç, daha
genç, daha enerjik, daha güçlü yapar. Birçok başarılı kişinin
hayatındaki en önemli sırrı propolistir. Bunların içinde devlet
başkanları, ünlüler, bilim adamları ve akademisyenler mevcuttur.
İşçi arıların kavak, meşe, kayın, okaliptüs, akasya ve kozalaklı ağaçlar başta olmak üzere değişik ağaç ve çalılardan toplayarak kendilerini soğuk ve hastalıklardan korumak amacı ile kovanı kapladıkları reçinemsi maddeye denir. Arılar propolisi kovanın iç duvarını düzgün hale getirmek, peteklerin ağzını kapatmak ve kovanda ölen canlıları mumyalamak amacı ile de kullanır. Propolisin bakterileri yok etme özelliği sayesinde kovanda hayat sağlıklı bir şekilde devam eder.
Günümüzde özellikle uzak doğu ülkelerinde propolis kullanımı yaygındır ki bir çok uzmana göre Uzakdoğulu kişilerin bağışıklık sisteminin sağlam oluşunun, yaşam sürelerinin Avrupadaki yaş ortalamasının üzerinde olmasının en büyük nedeni düzenli olarak propolis kullanımına bağlıdır. Dünyadaki en güçlü koruyucu olan propolisi kendi vücudumuzu korumak, sağlıklı bir geleceğe sahip olmak ve yaşam standartlarımızı artırmak amacı gıda takviyesi olarak tüketmeliyiz.
Propolis toplanan bitkinin rengi ve bulunduğu bölgenin hava şartlarına göre propolisin sarıdan siyaha kadar farklı renkte oluşması mümkündür.15derecede sert ve kırılgan 30 derecede yumuşak ve bükülebilir bir hal alır.
İçeriğinde; %50-55 reçine ve balsam, %20-35 bitki kaynaklı mumlar, %10-15 eterik ve esansiyel yağlar, %2-5 polen, az miktarda organik ve inorganik bileşikler bulunur. Başka bir bildirişe göre propoliste %46 balsam, %27 bitkisel kökenli mum ve %15 flavon ve flavonoidler bulunmaktadır.
Antibakteriyel özelliği sayesinde propolis asırlardır çeşitli hastalıkların iyileşmesinde de kullanılmıştır. Saflaştırarak toz haline getirilip yada kapsül şeklinde kullanımı yaygındır.
Propolis Faydaları:
Propolis doğadaki en güçlü koruyucu, kapatıcı, temizleyici maddedir. Öyle ki diş eti rahatsızlıkları, göz ilhitapları, vücut da oluşan ödemler, cilt lekeleri ve akne problemleri, kanser hücresi ve ameliyat sonrası vücutta biriken kalıntıların temizlenmesi, kanın temizlenmesi gibi bir çok konuda tek başına kullanımda dahi çok önemli bir etken olmuştur. Antibiyotik kullanımı yerine propolis ile tedavi gören hastaların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Yaraların iyileştirilmesinde ve bakterilerin vücuttan atılmasında, sterilize işlemlerinde propolisi görebilirsiniz. Daha dinç olmak, daha az hasta olmak, kendimizi önceden koruma altına almak istiyorsak mutlaka ve mutlaka propolisten faydalanmalıyız.
Elbette ki bir çok üründe olduğu gibi bu üründe de saf olanı bulmak hiç de kolay değil. Arımucizesi olarak sizlere bu ürünün doğalını bulabilmeniz için buraya bakmanızı öneriyoruz.
• Mikrop kırıcı, iltihap giderici, antioksidan, immün sistemini uyarıcı ve antikanserojenik etkilere sahiptir. Bioflavonoidler bakımından zengindir
• Bağışıklık sistemini destekler Propolisin düzenli olarak kullanımının sindirim ve dolaşım sisteminde ve de tüm vücuttaki patojenlere karşı etkin bir koruma sağladığı tespit edilmiştir
• Antioksidatif etki açısından propolis diğer arı ürünleri arasında en yüksek etkiye sahiptir
• Geniş spektrumlu antibiyotik olarak nitelendirilen propolis, zararlı bakterilerde direnç oluşturmamakta, yararlı bakterileri ise olumsuz olarak etkilememektedir Ayrıca virüslerin enzim salgılamasını ve çoğalmasını önleyici etkiye sahiptir
• Akne ve uçuk için haricen kullanılır
• Bademcik iltihabı, farenjit, larenjit için etkilidir
• Ağız ve boğaz mukozası sorunları için hem oral olarak hem de gargara biçiminde kullanılır
• Dişeti hastalıklarına karşı korucuyucu özelliktedir 2005 yılında Oral Health & Preventive Dentistry dergisinde yayınlanan araştırmaya göre propolis diş eti iltihabı veya periodontal hastalığının tedavisine yardımcı olabilir
• Propolis ile ilgili yapılan araştırmalar bu maddenin ülserler, iltihaplı hastalıklar ve yanıklar için olumlu etkileri olduğu sonucunu ortaya koymuştur
• National Institutes of Health‘a göre propolis Aft ve diğer diş yaraları ve peptik ülser için etkili bir anti-inflamatuar ajan olarak kullanılabilir
• Japon Kanser Araştırma kurulu tarafından 1991 düzenlenen toplantıda propolisin anti-kanser
etkisiyle ilgili tebliğ sunulmuştur
• Amerika’da yapılan bir araştırmada propolisteki caffeic asit esterlerinin bağırsaktaki kanserli hücrelerin büyümesini inhibe edici özellikte olduğu görülmüştür
• Klinik çalışmalarlar, 30 gün boyunca günde 3 defa alınan 300 mg propolisin hipertansiyon, damar sertliği ve koroner kalp hastalıklarının tedavisinde yararlı olduğunu göstermektedir
• Mikroptan arındırıcı, bakteri üremesini durdurucu, iltihap giderici, mantarlara karşı etkili ve kas gevşetici etkileri vardır
•2000 yılında yayınlanan bir çalışmaya göre, propolis kremi genital herpes yaralarının iyileşmesine yardımcı olmaktadır
• Bakterilere karşı etkisi galangin, pinosembrin, kafeik asit ve ferulik asit içeriğinden, virüslere karşı etkisi kafeik asit, kersetin ve luteolinden, mantarlara karşı etkisi de pinobanksin, pinosembrin, kafeik asit, benzil ester, sakuretin ve pterostilbene ‘den kaynaklanmaktadır
• Prostaglandinleri üreten enzimleri bloke edici özelliğiyle anti iltihapsal etkinliğe sahiptir
Propolisi çok çeşitli alanlarda kullanabiliriz. Şampuanımıza katıp kepekten kurtulurken, bir yandan da diş macununa ekleyip çürüklerden kurtulabiliriz yada su ile karıştırıp ağızdsa çalkalayarak apse ve diş eti sorunlarından kurtulabiliriz.
Bal ile karışımında ise günlük ihtiyacımız olan enerjiyi alıp aynı zamanda kanımızdaki bakteri ve mikropları temizleyebiliriz. Evinizde bulunduracağınız propolis bir ecza deposundan daha etkili bir tedavi sunacaktır sizlere.
Yapılan çalışmalarda düzenli ve sürekli olarak propolis alınması durumunda sindirim, solunum ve dolaşım sistemindeki hastalık etmenlerini (patojenleri) yok ettiği, internal toksinleri vücuttan attığı saptanmıştır. Özellikle Japonya’da yapılan klinik çalışmalarda 3 ay ile 1 yıl sürekli bir şekilde alınan propolisin, çeşitli internal kanser hücrelerinin devitalize ettiği saptanmıştır.
İşçi arıların kavak, meşe, kayın, okaliptüs, akasya ve kozalaklı ağaçlar başta olmak üzere değişik ağaç ve çalılardan toplayarak kendilerini soğuk ve hastalıklardan korumak amacı ile kovanı kapladıkları reçinemsi maddeye denir. Arılar propolisi kovanın iç duvarını düzgün hale getirmek, peteklerin ağzını kapatmak ve kovanda ölen canlıları mumyalamak amacı ile de kullanır. Propolisin bakterileri yok etme özelliği sayesinde kovanda hayat sağlıklı bir şekilde devam eder.
Günümüzde özellikle uzak doğu ülkelerinde propolis kullanımı yaygındır ki bir çok uzmana göre Uzakdoğulu kişilerin bağışıklık sisteminin sağlam oluşunun, yaşam sürelerinin Avrupadaki yaş ortalamasının üzerinde olmasının en büyük nedeni düzenli olarak propolis kullanımına bağlıdır. Dünyadaki en güçlü koruyucu olan propolisi kendi vücudumuzu korumak, sağlıklı bir geleceğe sahip olmak ve yaşam standartlarımızı artırmak amacı gıda takviyesi olarak tüketmeliyiz.
Propolis toplanan bitkinin rengi ve bulunduğu bölgenin hava şartlarına göre propolisin sarıdan siyaha kadar farklı renkte oluşması mümkündür.15derecede sert ve kırılgan 30 derecede yumuşak ve bükülebilir bir hal alır.
İçeriğinde; %50-55 reçine ve balsam, %20-35 bitki kaynaklı mumlar, %10-15 eterik ve esansiyel yağlar, %2-5 polen, az miktarda organik ve inorganik bileşikler bulunur. Başka bir bildirişe göre propoliste %46 balsam, %27 bitkisel kökenli mum ve %15 flavon ve flavonoidler bulunmaktadır.
Antibakteriyel özelliği sayesinde propolis asırlardır çeşitli hastalıkların iyileşmesinde de kullanılmıştır. Saflaştırarak toz haline getirilip yada kapsül şeklinde kullanımı yaygındır.
Propolis Faydaları:
Propolis doğadaki en güçlü koruyucu, kapatıcı, temizleyici maddedir. Öyle ki diş eti rahatsızlıkları, göz ilhitapları, vücut da oluşan ödemler, cilt lekeleri ve akne problemleri, kanser hücresi ve ameliyat sonrası vücutta biriken kalıntıların temizlenmesi, kanın temizlenmesi gibi bir çok konuda tek başına kullanımda dahi çok önemli bir etken olmuştur. Antibiyotik kullanımı yerine propolis ile tedavi gören hastaların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Yaraların iyileştirilmesinde ve bakterilerin vücuttan atılmasında, sterilize işlemlerinde propolisi görebilirsiniz. Daha dinç olmak, daha az hasta olmak, kendimizi önceden koruma altına almak istiyorsak mutlaka ve mutlaka propolisten faydalanmalıyız.
Elbette ki bir çok üründe olduğu gibi bu üründe de saf olanı bulmak hiç de kolay değil. Arımucizesi olarak sizlere bu ürünün doğalını bulabilmeniz için buraya bakmanızı öneriyoruz.
• Mikrop kırıcı, iltihap giderici, antioksidan, immün sistemini uyarıcı ve antikanserojenik etkilere sahiptir. Bioflavonoidler bakımından zengindir
• Bağışıklık sistemini destekler Propolisin düzenli olarak kullanımının sindirim ve dolaşım sisteminde ve de tüm vücuttaki patojenlere karşı etkin bir koruma sağladığı tespit edilmiştir
• Antioksidatif etki açısından propolis diğer arı ürünleri arasında en yüksek etkiye sahiptir
• Geniş spektrumlu antibiyotik olarak nitelendirilen propolis, zararlı bakterilerde direnç oluşturmamakta, yararlı bakterileri ise olumsuz olarak etkilememektedir Ayrıca virüslerin enzim salgılamasını ve çoğalmasını önleyici etkiye sahiptir
• Akne ve uçuk için haricen kullanılır
• Bademcik iltihabı, farenjit, larenjit için etkilidir
• Ağız ve boğaz mukozası sorunları için hem oral olarak hem de gargara biçiminde kullanılır
• Dişeti hastalıklarına karşı korucuyucu özelliktedir 2005 yılında Oral Health & Preventive Dentistry dergisinde yayınlanan araştırmaya göre propolis diş eti iltihabı veya periodontal hastalığının tedavisine yardımcı olabilir
• Propolis ile ilgili yapılan araştırmalar bu maddenin ülserler, iltihaplı hastalıklar ve yanıklar için olumlu etkileri olduğu sonucunu ortaya koymuştur
• National Institutes of Health‘a göre propolis Aft ve diğer diş yaraları ve peptik ülser için etkili bir anti-inflamatuar ajan olarak kullanılabilir
• Japon Kanser Araştırma kurulu tarafından 1991 düzenlenen toplantıda propolisin anti-kanser
etkisiyle ilgili tebliğ sunulmuştur
• Amerika’da yapılan bir araştırmada propolisteki caffeic asit esterlerinin bağırsaktaki kanserli hücrelerin büyümesini inhibe edici özellikte olduğu görülmüştür
• Klinik çalışmalarlar, 30 gün boyunca günde 3 defa alınan 300 mg propolisin hipertansiyon, damar sertliği ve koroner kalp hastalıklarının tedavisinde yararlı olduğunu göstermektedir
• Mikroptan arındırıcı, bakteri üremesini durdurucu, iltihap giderici, mantarlara karşı etkili ve kas gevşetici etkileri vardır
•2000 yılında yayınlanan bir çalışmaya göre, propolis kremi genital herpes yaralarının iyileşmesine yardımcı olmaktadır
• Bakterilere karşı etkisi galangin, pinosembrin, kafeik asit ve ferulik asit içeriğinden, virüslere karşı etkisi kafeik asit, kersetin ve luteolinden, mantarlara karşı etkisi de pinobanksin, pinosembrin, kafeik asit, benzil ester, sakuretin ve pterostilbene ‘den kaynaklanmaktadır
• Prostaglandinleri üreten enzimleri bloke edici özelliğiyle anti iltihapsal etkinliğe sahiptir
Propolisi çok çeşitli alanlarda kullanabiliriz. Şampuanımıza katıp kepekten kurtulurken, bir yandan da diş macununa ekleyip çürüklerden kurtulabiliriz yada su ile karıştırıp ağızdsa çalkalayarak apse ve diş eti sorunlarından kurtulabiliriz.
Bal ile karışımında ise günlük ihtiyacımız olan enerjiyi alıp aynı zamanda kanımızdaki bakteri ve mikropları temizleyebiliriz. Evinizde bulunduracağınız propolis bir ecza deposundan daha etkili bir tedavi sunacaktır sizlere.
Yapılan çalışmalarda düzenli ve sürekli olarak propolis alınması durumunda sindirim, solunum ve dolaşım sistemindeki hastalık etmenlerini (patojenleri) yok ettiği, internal toksinleri vücuttan attığı saptanmıştır. Özellikle Japonya’da yapılan klinik çalışmalarda 3 ay ile 1 yıl sürekli bir şekilde alınan propolisin, çeşitli internal kanser hücrelerinin devitalize ettiği saptanmıştır.
1 Nisan 2014 Salı
Selülit ve Bölgesel İncelme Sıkılaşma Yağı
Yeşil Kahve Çekirdeği Yağının Bölgesel Sorunlarda Ve Selülitte Kullanımı
Bir ölçek kırmızı acı biber yağı,bir ölçek biberiye yağı,bir aspir yağı,bir portakal kabuğu yağı,bir limon yağı,susam yağı,yarım ölçek çay ağacı yağı,yarım ölçek yeşil kahve çekirdeği yağı ve 1/4 ölçek baobab yağı karıştırılır.Elde edilen karışımdan yeteri miktarda alınıp kullanılacak bölgeye dairesel hareketler ile 3-5 dakika yedirilir.Uygulamanın günde bir defa yapılması kafidir.Bir kaç dakika içerisinde emilen bu karışım bölgede bir karıncalanma ve hafif yanma hissi verir.Arzu edenler bölgeyi 10 dakika sonra streç film ile kapatıp 1 saat kadar bu şekilde bekleyebilir bu esnada yürüyür,ev işi yada istirahat edilebilir.Streç arzuya göre değişir uygularsanız yağı günde birkaç defa kullanmış gibi etki gösterecektir.
Kullanılacak yağlar saf soğuk pres olmalıdır seyretilmiş ucuz yağlar aynı etkiyi göstermez.O yüzdende yağları temin ederken orjinal olduklarından emin olmalısınız.
Göğüs Bakım Kremi Evde Nasıl Yapılır
Doğal Göğüs Toparlayıcı Ve Bakım Kremi Nasıl Yapılır
Bir cam kavanoza 3-4 yemek kaşığı Şerbetçi Otunu(humulus lupus) dökün üzerine 20 gram çörek otu yağı ve 20 gramda saf pirinç kepeği yağı ilave edip kavanozun ağzını sıkıca kapatıp güneş gören bir yerde yaklaşık 1 hafta bekletin.Daha sonra temiz bir tülbentten yada gazlı bezden geçirere süzün süzme işleminin sonunda tülbenti iyice sıkın.Bunun akabinde bir boş cam kavanoza 100 bram shea butter(karite yağı olarakta bilinir ve katı haldedir unutmayın karite yağı sıvı olmaz aldanmayın),bu süzerek elde ettiğiniz yağı,1 tatlı kaşığı yeşil kahve çekirdeği yağı ve yarım tatlı kaşığıda tarçın yağı ilave edip kavanozun ağzını kapatın.Daha sonra bu kavanozu ocakta kaynamakta olan suyun içine yerleştirip yaklaşık 10 dk.yani karite yağı eriyene kadar bekletin ve elinizi yakmadan bu kavanozu çıkartın.Tekrar bu kavanozu çalkaladıktan sonra boş bir krem kavanozuna yada kapaklı başka bir kaba döküp ağzını kapatın ve buz dolabının kapak kısmında 1 saat bekletin.Yada oda sıcaklığında 6 saat bekleti.Elde ettiğiniz bu kremi günlük düzenli olarak sabah akşam göğüslere bastırmadan yüzeysel bir masaj yoluyla yedirin.
Sonuçlarını ilk uygulamadan itibaren net olarak göreceksiniz :) Unutmayın kullanılacak tüm ürünlerin saf,organik ve orjinal olmalarına dikkat etmelisiniz.
Yukarda yazdığım ürünleri temin etmek için www.lokmanhekimimiz.com
Sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Kahve Çekirdeği Yağı İle Göz Altı Ve Göz Çevresi Bakımı Nasıl Yapılır
Kahve Çekirdeği Yağı İle Göz Altı Ve Göz Çevresi Bakımı Nasıl Yapılır
Eşit oranlarda soğuk pres yeşil kahve çekirdeği yağı,soğuk pres nar çekirdeği yağı,saf pirinç kepeği yağı,baobab yağı ve at kestanesi yağı bir şişede karıştırılır.Bu karışımdan özellikle gece yatmadan önce göz çevresi ve göz altı bölgelerine bastırmadan yüzeysel bir şekilde uygulama yapılır.Gündüzde yine makyajdan ve dışarı çıkmadan yaklaşık 15 dakika önce bu uygulama tekrarlanabilir.Burada önemli olan kullanılacak olan yağların saf ve orjinal olmalarıdır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)